Bazen;
Bir köşede oturup olanları sadece seyredersiniz.
* Sabah evinden çıkıp işe gidenleri. Gece vardiyasında çalışıp sabah işten evine gelenleri.. Her ikisinin de ortak yanı "ev'e gelmek istemeleri mi yok sa ev'den işe gitmek istemeleri mi?" Bunu ancak emekli olunca anlarsın.. O yüzden o kadar beklemek yerine sadece seyredersiniz..
* Sabah erkenden uykusundan kalkan bir fırıncıyı görünce aklınıza bu adam kafayı mı yedi? Neden bu saatte kalkar güzel uykusundan? Yoksa bizi çok mu seviyor da erkenden ekmekleri bize ulaştırmak adına işe gidiyor? dersiniz.. Fırıncının sizin mutlu olmanız ile hiç mi hiç alakası yoktur. O, sizin, ekmeğine karşılık vereceğiniz paranızla ilgilenmektedir. Uzaktan uzağa ekmek alanı da satanı da seyredersiniz..
* Gazete dağıtan motorize şahıslar görürsünüz.. Sabah erkenden sokakları egzozun sesi ile inleten.. Bağırmak ve sabah sabah ettiğin işe bak demek istersiniz. Ama milletimizin beynine zamanında yerleştirilmiş olan "adam sendecilik" yüzünden derin bir "banane ya" çekersiniz ve suratınızı hafif ekşiterek sadece seyredersiniz..
* Tatil değilse evinden erkenden çıkan ve en az onlar kadar aceleci ve titiz anneler ve annelerin yolcu ettiği öğrenci çocukları görürsünüz. Bir yandan ayakkabısını giydiren diğer yandan kumanyasını çantasına yerleştiren.. Bir yandan üzerindeki kıyafetini düzeltmeye çalışan diğer yandan servise el edip "az bekleyin geliyor" diyen.. O sevimli küçük telaşeyi görüp hafifçe gülümsersiniz ve sadece seyredersiniz..
* Bazen yanı başınızdaki sokaktan veya caddeden tüm sirenlerini sonuna kadar açmış ve bağıra çağıra geçen itfaiye veya ambulans araçlarını görürsünüz ve itfaiye için içinizden meraklanırsınız.. Acaba neresi yanıyor "yazık.. Allah yardım etsin" dersiniz.. Ya da ambulansın arkasından "içinde benim bir yakınım olsa ne yapardım" diye düşünerek üzülür ve yine "Allah yardım etsin" dersiniz.. Ama bunları düşünürken yanınızdan geçen araçları sadece seyredersiniz.
* Bazen de bisikletli yada yaya olarak spor yapmaya çalışan yada spor yaptığını zannedenleri görürsünüz. Kimisi koşar kimisi yürür.. Kimisi yorulmuş ve bir bankta oturmuştur.. Kimisi de ayaklarını esnetir filan. Dün akşamdan yediği pastayı ve böreği eritmeye çalışanları görürsünüz ve sadece seyredersiniz..
* Çarşı pazar gezmek istersiniz.. Çıkıp domates, biber, salatalık vs. gibi evde yemek yapacak malzemeler almak istersiniz. Pazar yerindeki esnafların kendince ürünlerini pazarlama usüllerini gözlemlemek ve belki de biraz eğlenmek amaçlı turlamak istersiniz. Yada sadece bir iki meyve türü alıp eve gelip balkonda yemek.. Ama bunları yapmadığınız ve düşündüğünüz veya o çok kıymetli zamanınızı bunlara harcamamak için sadece seyredersiniz..
* Seyretmek.. Sadece seyretmek.. Fütursuzca sağa sola bakarak olan biteni gözlemlemek.. Fikirler üretmek.. Belki yol göstermek..
İnat edenlere belki de "Olmaz" diye sesinizi yükselterek üstelemek. Sırf kafasına daha önce birileri tarafından saçma sapan kör bilgiler doldurulan veya örf ve ananelere uymak zorunda kalmış olduğundan veyahut gerçekten cahil olduğundan "Kazınmış bilgi"'yi yok etmek uğruna çırpınışlarınızı durduramadığınız için seyretmek.
Yada farklı bir bakış açısı ile sadece olan bitenden zevk almak için seyretmek.. Nasıl bir zevk olacaksa?
İnsan gördüğü bir hatayı eliyle düzeltmeli
Düzeltemiyorsa diliyle söylemleri ile düzeltmeli..
Yok bunu da mı beceremiyor? O zaman kalbinden söylemeli..
İster dua ister beddua isterse sadece buğz ederek..
Seyretmekle olmayacağını bilmeli..
Dokunmalı..
Hayatta büyük işler başarmak için bir şeylere dokunmak gerekir. İşte o hareketi sen yapmalısın..
Uyan ve ayağa kalk..
Ülken için..
Bayrak için..
Vatan için..
Özgürlük için..
Demokrasi için..
Sana Allah’tan başka kim engel olabilir ki? Eğer Allah’a sığınmış isen?.. Kalk ve bir şeylere dokun.. Dokunmaktan değil dokunamamaktan korkmalısın.
Bir köşede oturup olanları sadece seyredersiniz.
* Sabah evinden çıkıp işe gidenleri. Gece vardiyasında çalışıp sabah işten evine gelenleri.. Her ikisinin de ortak yanı "ev'e gelmek istemeleri mi yok sa ev'den işe gitmek istemeleri mi?" Bunu ancak emekli olunca anlarsın.. O yüzden o kadar beklemek yerine sadece seyredersiniz..
* Sabah erkenden uykusundan kalkan bir fırıncıyı görünce aklınıza bu adam kafayı mı yedi? Neden bu saatte kalkar güzel uykusundan? Yoksa bizi çok mu seviyor da erkenden ekmekleri bize ulaştırmak adına işe gidiyor? dersiniz.. Fırıncının sizin mutlu olmanız ile hiç mi hiç alakası yoktur. O, sizin, ekmeğine karşılık vereceğiniz paranızla ilgilenmektedir. Uzaktan uzağa ekmek alanı da satanı da seyredersiniz..
* Gazete dağıtan motorize şahıslar görürsünüz.. Sabah erkenden sokakları egzozun sesi ile inleten.. Bağırmak ve sabah sabah ettiğin işe bak demek istersiniz. Ama milletimizin beynine zamanında yerleştirilmiş olan "adam sendecilik" yüzünden derin bir "banane ya" çekersiniz ve suratınızı hafif ekşiterek sadece seyredersiniz..
* Tatil değilse evinden erkenden çıkan ve en az onlar kadar aceleci ve titiz anneler ve annelerin yolcu ettiği öğrenci çocukları görürsünüz. Bir yandan ayakkabısını giydiren diğer yandan kumanyasını çantasına yerleştiren.. Bir yandan üzerindeki kıyafetini düzeltmeye çalışan diğer yandan servise el edip "az bekleyin geliyor" diyen.. O sevimli küçük telaşeyi görüp hafifçe gülümsersiniz ve sadece seyredersiniz..
* Bazen yanı başınızdaki sokaktan veya caddeden tüm sirenlerini sonuna kadar açmış ve bağıra çağıra geçen itfaiye veya ambulans araçlarını görürsünüz ve itfaiye için içinizden meraklanırsınız.. Acaba neresi yanıyor "yazık.. Allah yardım etsin" dersiniz.. Ya da ambulansın arkasından "içinde benim bir yakınım olsa ne yapardım" diye düşünerek üzülür ve yine "Allah yardım etsin" dersiniz.. Ama bunları düşünürken yanınızdan geçen araçları sadece seyredersiniz.
* Bazen de bisikletli yada yaya olarak spor yapmaya çalışan yada spor yaptığını zannedenleri görürsünüz. Kimisi koşar kimisi yürür.. Kimisi yorulmuş ve bir bankta oturmuştur.. Kimisi de ayaklarını esnetir filan. Dün akşamdan yediği pastayı ve böreği eritmeye çalışanları görürsünüz ve sadece seyredersiniz..
* Çarşı pazar gezmek istersiniz.. Çıkıp domates, biber, salatalık vs. gibi evde yemek yapacak malzemeler almak istersiniz. Pazar yerindeki esnafların kendince ürünlerini pazarlama usüllerini gözlemlemek ve belki de biraz eğlenmek amaçlı turlamak istersiniz. Yada sadece bir iki meyve türü alıp eve gelip balkonda yemek.. Ama bunları yapmadığınız ve düşündüğünüz veya o çok kıymetli zamanınızı bunlara harcamamak için sadece seyredersiniz..
* Seyretmek.. Sadece seyretmek.. Fütursuzca sağa sola bakarak olan biteni gözlemlemek.. Fikirler üretmek.. Belki yol göstermek..
İnat edenlere belki de "Olmaz" diye sesinizi yükselterek üstelemek. Sırf kafasına daha önce birileri tarafından saçma sapan kör bilgiler doldurulan veya örf ve ananelere uymak zorunda kalmış olduğundan veyahut gerçekten cahil olduğundan "Kazınmış bilgi"'yi yok etmek uğruna çırpınışlarınızı durduramadığınız için seyretmek.
Yada farklı bir bakış açısı ile sadece olan bitenden zevk almak için seyretmek.. Nasıl bir zevk olacaksa?
İnsan gördüğü bir hatayı eliyle düzeltmeli
Düzeltemiyorsa diliyle söylemleri ile düzeltmeli..
Yok bunu da mı beceremiyor? O zaman kalbinden söylemeli..
İster dua ister beddua isterse sadece buğz ederek..
Seyretmekle olmayacağını bilmeli..
Dokunmalı..
Hayatta büyük işler başarmak için bir şeylere dokunmak gerekir. İşte o hareketi sen yapmalısın..
Uyan ve ayağa kalk..
Ülken için..
Bayrak için..
Vatan için..
Özgürlük için..
Demokrasi için..
Sana Allah’tan başka kim engel olabilir ki? Eğer Allah’a sığınmış isen?.. Kalk ve bir şeylere dokun.. Dokunmaktan değil dokunamamaktan korkmalısın.
Şairane İfadeler
2016 - Temmuz 26
2016 - Temmuz 26
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder