16 Ağustos 2016 Salı

Gölcük’te Deprem

Gölcük’te Deprem
Günlerden Ağustos’un onyedisi, sarsıldı yeryüzü hiddetle
Toprak sessizce beklemiş, o an gürlemişti büyük bir dehşetle
Kıyamet gibiydi ortalık, kaçacak hiçbir yer kalmamıştı
Gök yere inmiş ve yeryüzü göğe yükselmişti o şiddetle
O anda; saat üç’ü iki geçiyor sabah olmamıştı henüz
Ayakların altından dünya kayıyor, tutunmak imkansız
Yardıma uzanacak tek bir el arıyor gözler karanlıkta
Dünya hırçınlaşmış evler yıkılıyor, insanlar mekansız
Türk’elim kırkbeş saniye, sadece kırkbeş, bir dakika değil
Eğil dünya bu utanç ile sen, kainatın derinliklerine eğil
Bıraktın kimini yetim, kimini öksüz ve kimini de çaresiz
Gömdüğün insanlık için, mahşer günü günahlarınla eğil
S. Zafer ÜLGÜR
Şairane İfadeler
17 Ağustos 2016
Antakya - Hatay

15 Ağustos 2016 Pazartesi

Felsefe Kitabı

Bizim evde akvaryumda var.. Denizi de severiz 

Temel ile Dursun yolda karşılaşırlar..
Dursun Temel'in kolunun altındaki kitabı sorar.
- Temel ha bu kitap nedir ki?
Temel cevap verir: - Felsefe kitapidur o.
Dursun devam eder.. - Ula ne işe yarayi?
Temel soruları ele alır ve;
Dursun'a sorar: - Ula Dursun.. Evde Akvaryimun varmi?
Dursun derki: - Elbetteki vardur.
Temel devam eder: - Ula o zaman sen balıkları seversun..
Dursun derki: - Elbetteki severum.
Temel devam eder: - Ula o zaman sen denizi de seversun..
Dursun derki: - Elbetteki severum.
Temel devam eder: - Ula sen kesin sahildeki kadınları da seversun.
Dursun derki: - Elbetteki severum da..
Temel devam eder: - Ula sen erkeksun..
Dursun derki: - Temel uşağım herhalde erkeğim da.. ve bu sefer Dursun Temel'e döner.. Ha o kitabu nerden aldun?
Temel: - Meydandaki Sürmene'li kitapçidan da..
Dursun koşa koşa o kitaptan alır ve dışarı çıkar.. Tam kapıda emicesinin oğlu Hasan ile karşılaşır..
Hasan Dursun'a sorar: - Ula Dursun o kitap nedir ki?
Dursun anında öğrendiklerini düşünür ve Hasan'a döner..
- Ula Hasan senin evde akvaryum var midur?
Hasan düşünür ve Dursun'a döner yoktur emiceoğlu ne olduki?
- Dursun cevabı yapıştırır: Ula emiceoğli sen ibnesun?


15 Temmuz

15 Temmuz
Memleketin idaresinde, gözü olan ibneler
Hep dışarıda ve bir o kadar da derindeler
Madem güzel ülkemi yönetmek istiyorsun
Piçlerin yatağında neler yaptınız? neler!
Yapacağın şey darbeydi, değil mi senin?
Altı saat geçmedi ki, seni durduran benim.
Ayar mı çekecektin memleketin haline?
Güzel oldu aslında, kendine geldi milletim.
Yukarıdakiler, Beyler.. Duruma el atmışken
Memlekette bu kadar hain, dışarda dolaşırken
Pkkdan başlayın ve taaa muskacıdan çıkın
Tertemiz olsun sokaklar, bu işe başlamışken
Ülkemin güzel insanları birbirini aşıladı
Altı saat sürmedi, vatan hainlerini taşladı
Kimileri evlerinde olanlara kıs kıs gülerken
Yiğitler meydanlarda, sürek avına başladı
Cuma günü millet için, düşündükleri tesfiye
Emirle masumları kandırıp, getirdiler köprüye
Kardeş kardeşe sıkar mı? Yapmayın dedikçe
Katliam yaptılar milletin tüfeği ve mermisiyle
Türk'elim, Türkler yıllarca nasıl ayaklandıysa
Göğüs göğüse savaştı eğer farkına vardıysa
Bundan sonra olacaklar bilinmez nereye gider?
Sonuna kadar gider; lider, Atatürk'ün yolundaysa
Şairane İfadeler
11.08.2016 Antakya


Klavye Delikanlılarına..

Allah aşkına soruyorum;
Profilini hiç inceledin mi? Yani sağa sola caka satmak ile olmuyor bazı şeyler.. Erkeklik klavye ile olmuyor..
Sen son bir yılda bile kırk takla atmışken, biz 40 yıldır çizgimizi hiç bozmadık.. Sen son 10 yılda çocukluktan ergenliğe geçememişken bizim bir yılda ağarmayan saçımız kalmadı. Sen daha kendi içinde kaybolmuşken biz dünyaları gezip doğru yolu bulmaya çalıştık. Sen altına işerken biz o işi 40'lı iken bıraktık..
Sen delikanlının ne demek olduğunu bilmez iken biz kanımızın nasıl deli aktığını kılcallarımıza kadar hissettik. Sen her dönemde siyasilerin arkasına sığınırken her an menfaat peşinde koşarken biz vatanımız bizim namusumuzdur. Vatana canımız feda dedik.
Ne oldu?
Sen yavşaklıkta sınıf atladın. Beyefendi oldun. İtibar gördün..
Biz yine aynı biziz.. Halen de çizgimizi bozmadık..
Senin gibi yavşakları senin gibi hastalıklıları senin gibi menfaatçileri senin gibi paraya tapanları içimizden çıkarttık. Şimdi daha rahatız biliyor musun?
Haa.! Aklıma gelmişken..
Eşeğe ederinden çok değer verirsen kendini yarış atı sanarmış..
Bu da sana kapak olsun!..
Şairane ifadeler
28.07.2015


1 Ağustos 2016 Pazartesi

Bir köşede oturup olanları sadece seyredersiniz.

Bazen;
Bir köşede oturup olanları sadece seyredersiniz.
* Sabah evinden çıkıp işe gidenleri. Gece vardiyasında çalışıp sabah işten evine gelenleri.. Her ikisinin de ortak yanı "ev'e gelmek istemeleri mi yok sa ev'den işe gitmek istemeleri mi?" Bunu ancak emekli olunca anlarsın.. O yüzden o kadar beklemek yerine sadece seyredersiniz..
* Sabah erkenden uykusundan kalkan bir fırıncıyı görünce aklınıza bu adam kafayı mı yedi? Neden bu saatte kalkar güzel uykusundan? Yoksa bizi çok mu seviyor da erkenden ekmekleri bize ulaştırmak adına işe gidiyor? dersiniz.. Fırıncının sizin mutlu olmanız ile hiç mi hiç alakası yoktur. O, sizin, ekmeğine karşılık vereceğiniz paranızla ilgilenmektedir. Uzaktan uzağa ekmek alanı da satanı da seyredersiniz..
* Gazete dağıtan motorize şahıslar görürsünüz.. Sabah erkenden sokakları egzozun sesi ile inleten.. Bağırmak ve sabah sabah ettiğin işe bak demek istersiniz. Ama milletimizin beynine zamanında yerleştirilmiş olan "adam sendecilik" yüzünden derin bir "banane ya" çekersiniz ve suratınızı hafif ekşiterek sadece seyredersiniz..
* Tatil değilse evinden erkenden çıkan ve en az onlar kadar aceleci ve titiz anneler ve annelerin yolcu ettiği öğrenci çocukları görürsünüz. Bir yandan ayakkabısını giydiren diğer yandan kumanyasını çantasına yerleştiren.. Bir yandan üzerindeki kıyafetini düzeltmeye çalışan diğer yandan servise el edip "az bekleyin geliyor" diyen.. O sevimli küçük telaşeyi görüp hafifçe gülümsersiniz ve sadece seyredersiniz..
* Bazen yanı başınızdaki sokaktan veya caddeden tüm sirenlerini sonuna kadar açmış ve bağıra çağıra geçen itfaiye veya ambulans araçlarını görürsünüz ve itfaiye için içinizden meraklanırsınız.. Acaba neresi yanıyor "yazık.. Allah yardım etsin" dersiniz.. Ya da ambulansın arkasından "içinde benim bir yakınım olsa ne yapardım" diye düşünerek üzülür ve yine "Allah yardım etsin" dersiniz.. Ama bunları düşünürken yanınızdan geçen araçları sadece seyredersiniz.
* Bazen de bisikletli yada yaya olarak spor yapmaya çalışan yada spor yaptığını zannedenleri görürsünüz. Kimisi koşar kimisi yürür.. Kimisi yorulmuş ve bir bankta oturmuştur.. Kimisi de ayaklarını esnetir filan. Dün akşamdan yediği pastayı ve böreği eritmeye çalışanları görürsünüz ve sadece seyredersiniz..
* Çarşı pazar gezmek istersiniz.. Çıkıp domates, biber, salatalık vs. gibi evde yemek yapacak malzemeler almak istersiniz. Pazar yerindeki esnafların kendince ürünlerini pazarlama usüllerini gözlemlemek ve belki de biraz eğlenmek amaçlı turlamak istersiniz. Yada sadece bir iki meyve türü alıp eve gelip balkonda yemek.. Ama bunları yapmadığınız ve düşündüğünüz veya o çok kıymetli zamanınızı bunlara harcamamak için sadece seyredersiniz..
* Seyretmek.. Sadece seyretmek.. Fütursuzca sağa sola bakarak olan biteni gözlemlemek.. Fikirler üretmek.. Belki yol göstermek..
İnat edenlere belki de "Olmaz" diye sesinizi yükselterek üstelemek. Sırf kafasına daha önce birileri tarafından saçma sapan kör bilgiler doldurulan veya örf ve ananelere uymak zorunda kalmış olduğundan veyahut gerçekten cahil olduğundan "Kazınmış bilgi"'yi yok etmek uğruna çırpınışlarınızı durduramadığınız için seyretmek.
Yada farklı bir bakış açısı ile sadece olan bitenden zevk almak için seyretmek.. Nasıl bir zevk olacaksa?
İnsan gördüğü bir hatayı eliyle düzeltmeli
Düzeltemiyorsa diliyle söylemleri ile düzeltmeli..
Yok bunu da mı beceremiyor? O zaman kalbinden söylemeli..
İster dua ister beddua isterse sadece buğz ederek..
Seyretmekle olmayacağını bilmeli..
Dokunmalı..
Hayatta büyük işler başarmak için bir şeylere dokunmak gerekir. İşte o hareketi sen yapmalısın..
Uyan ve ayağa kalk..
Ülken için..
Bayrak için..
Vatan için..
Özgürlük için..
Demokrasi için..
Sana Allah’tan başka kim engel olabilir ki? Eğer Allah’a sığınmış isen?.. Kalk ve bir şeylere dokun.. Dokunmaktan değil dokunamamaktan korkmalısın.
Şairane İfadeler
2016 - Temmuz 26


Aritmetik

Aritmetik 


Ebu Süfyan'ın Medine'ye gelmesi

Ebu Süfyan'ın Medine'ye gelip Mekkeliler şle Medineliler arasındaki 10 Yıllık Barış Anlaşmasının bozulmasından dolayı Efendimizden Özür Dilemeye Çalışması ve bu arada Halid bin Velid ile arasında geçen küçük konuşma..
S. Zafer ÜLGÜR



Salınım” yapmayan bir ülke istiyorum...

Salınım” yapmayan bir ülke istiyorum...
Ph derecesi 6.5 ve 9.4 arasında her türlü iyi huylu canlının yaşayabileceği.. Sera baktopur kullanmak gerektirmeyen.. Metilen ve malavik renkte ilaç gerektirmeyen.. Arada ufak bir dip çekimi ile temizlenebilen.. Midye gibi içinde bulunduğu ortamı kendi kendine temizleyebilen. Nitrat ve fosfat dengesizliği olmayan.. Biyolojik ve mekanik temizliğini en az üç bölmeli sump kadar iyi yapabilen. 0.5mm pearl kum kadar bembeyaz ve pırıl pırıl.. Su değişimini güzel ve bereketli yağan yağmurları ile otomatik yapabilen.. Yati köküne bağlanmış anubias bitkisi kökleri gibi güzel ve doğal micra veya repens gibi zemini güzel doğallığı bozulmamış.. Işıklandırması gün doğumu ve gün batımına uygun ve tam gereken kelvinde parlayan ve gün boyunca sönmeyen. Üzeri yosunla kaplanmış bir taştan çıkan oksijen taneciği kadar özgür insanları olan. İç ve dış filtreleri iyi çalışan yarı yolda kalıp rezillik çektirmeyen.. 
Fotosentezin dibine vuran yaşanılabilir bir ortam sağlayan güzellikleri ile taptaze bir doğallık.. Elektriği kesilmeyen kesilse bile pilli hava motoru otomatik devreye giren.. Isısını kaybetmeden en az jbl veya eihem markalar kadar kaliteli olup gereksiz yerde patlamadan içindeki canlılara zarar vermeyen. Farklı cins balıkların birbirlerine zarar vermeden yasayabilecegi ve bolluk içerisinde yavrulayabileceği.. Litre balık hesabı yapıp hacminin üzerinde olan balıklara fırsat vermeyen. Gerekli olduğunda yararlı da olsa su değişimini kendi kendine yapabilen otomatik su tamamlama sistemine sahip. İçine girdiğinde stres yaşamadan adapte olunabilen.. Tatile giderken emanet edebileceğin güvenilir komşuların var olduğu.. Yan camından çocuklarının resimlerini çekebileceğin kadar berrak.. Kısa yada uzun süreli ayrılıkta bile pili bitmeyen yada elektriği kesilmeyen sistemi ile otomatik yemlemesi olan ve açlıkla terbiye edilmeyen.. Dedim ya; tüm doğallığı ve el değmemiş ortamıyla canlıların sadece yaşı ve sırası gelenin kaybının yaşandığı.. Sürtüşmelerin ve sürtünmelerin yaşanmadığı..
Malawi karması kadar renkli, Tropheus karması kadar zevkli, Tropikal karması kadar ilgi çekici, Tuzlu karması kadar mükemmel.. Çakma hagenlerin kullanılmadığı, sarı deniz kumu kadar görselliği artıran ve sıkıntısız.. Kalsiyum ve potasyumun hiç eksik ve fazla olmadığı ve tam gerektiği kadar miktarın sürekli desteklendiği ve yeri geldiğinde üstüne yeteri kadar güneş ışığının vurduğu.. Ne aşağıda nede çok yüksekte olan ve tam göz hizasında olup herkesin aynı hizada bakabildiği ve aynı açıyı herkesin yakalayabildiği.. Ne tarafından bakarsan bak her yönden farklı güzelliği görülebilen.. İçine zararlı canlıların bulaşamayacağı şekilde korunaklı ve bir o kadar havalı.. Bol oksijenli ve zararlı gazların olmadığı veya zarar verecek kadar yoğun olmadığı.. Tekrarlamakta fayda var.. Dışarıdan el değmediği.. Arowana kadar asil, Maswa kadar sakin, Lepistes gibi canlı doğurabilen, Vatoz kadar gerekli, Neonlar kadar renkli, Afra kadar bilinçli, Calvus kadar gösterişli ve ekonomik, Ama Yellowtang kadar mecbur, Kribensis gibi ailesine bağlı, Discus kadar güzel...
En ufak bir yanlışta veya uygulamada tüm sistemin çökmediği ve tamamen yeniden kurulum gerektirmeyen.. Her canlısının birlikte güzelce yaşayabildiği ve herkese yetecek kadar büyük ve doğal bir o kadar da güvenilir destekleri olan.. Depremlere ve sarsıntılara karşı dikmeleri olan ve temellerinin sağlam yapıldığı kayıtlarının ve kuşaklarının kırılmayacağı veya ufak tefek darbelere dayanabilen yapıya sahip.. Flowerhorn ve Catfish gibi tek başına yaşamak isteyenlerin olmadığı ve hibritlerin nefes alamayacağı kadar huzurlu bir ortam sağlayan.. Baktıkça bakasın geldiği, içine girdiğinde sıkıntı olmayan, Dışarıdan sürekli el sokulmayan.. 
Mikropsuz ve planarya gibi asalakların olmadığı.. Doğasına ilk kurulumdan sonra zırt pırt müdahale edilemeyen ve amonyak patlaması olmasını istemediğimiz.. Sırf mutant ırklar üretmek için yaşayanların arasına doğada olmayan bir ırk bırakılmayan.. İlaca ihtiyaç duyulmayan ve iç ve dış parazitsiz.. Kabızlık çekilmeyen ve gereksiz yere gdosu değiştirilmemiş daha az proteinsel besine ihtiyaç duyulan... Her yeni güne kalktığında bugün ne yemeli yada yedirmeli düşünmeden besin kaynağın sürekli yan dolabında bulunan.... Mevsimi geldiğinde ısıtma ve soğutma problemleri ile uğraştırmayan.. Köpek balıklarının yanında gezen asalak canlıların olmadığı ve köpek balıkları gibi diğer türlere zarar veren türlerin olmayıp herkesin bir arada yaşadığı.. Karides gibi küçük ve korumasız canlıların saklanabileceği ve kendini güvende bulacağı yerlerin olduğu.. Dışarıdan bakıldığında pırıl pırıl görülen ve herkesin hayran kaldığı ve içeriden de bir o kadar yaşanılası..
Diatomitse diatomit, Zeolitse zeolit, Purigen ise Purigen, Substract ise her türlüsü bulunan.. Aşırtma süngerinin tüm pislikleri tutabildiği ve sorunsuz tam devir yapabilen döngü sistemi ile mükemmel çalışan.. Herhangi bir hastalığın giderilebilmesi için ortam ısısının yükseltilmesini gerektirmeyen.. Arkanı dönüp gittiğinde ve geri geldiğinde aynı huzurlu ortamın devam ettiğini görebildiğin.. Maswa gibi her döneminde farklı zevkler ve renkler yaşatan.. Adi salyangoz gibi sürekli çoğalan istenmeyen canlıların çok veya olması gerekenden fazla olmadığı.. İçinde mücevher gibi herkese saldırabilecek türlerin olmadığı ve otocinlus affinis kadarda safların yaşayabileceği bir ortam sağlayabilen.. Ufak tefek pislikleri temizlemek için hafif ama yeni kuyruk çıkaran discus yavrusunu rahatsız etmeyecek kadar sakin bir akıntıya sahip.. Gerektiğinde mercan kırığı ile yüksek ph tamponlayan gerektiğinde ise yati kökü ve bitkisiyle ce co2si ile ph düşüren yani yaşam alanını gerektiği kadar etkileyebilen.. Görselliği bozacak ne yeşil nede kahverengi alglerin ve sakal yosunu kadar kötü hastalıkların olmadığı..
Canlılar arasında hızla yayılan beyaz benek gibi iğrenç hastalıkları oluşturan stres kaynaklarının bertaraf edildiği.. Havasının güzel ve temiz olduğu ve ani sıcaklıkların yaşanmadığı.. İçindekilerin birbirini yemeye çalışmadığı ve barış içinde agresiflik ve zorluk derecesi 1 olan türlerle sorunsuz bir yaşam alanı barındıran.. Rasbora ve kardinal tetra gibi koloni halinde hareket eden türler bile olsa koloni oluşturmadan birbirini izleyen grupların olmadığı ve daha bir özgür ve albino çöpçü kadar mülayim bir yaşam süren canlıların dahi rahatsız edilmediği bir alan.. Ortalıkta sürekli diğer türleri rahatsız eden makrakantaların dolaşmadığı...
Adını bile koyduk. Republic of Brichardi
S. Zafer ÜLGÜR


Japonların iş konusundaki tutumları - 18 Haziran 2016

18 Haziran 2016
Japonların iş konusundaki tutumları
"Eğer bir kişi bu işi yapabiliyorsa bende yaparım.
Eğer bu işi kimse yapamıyorsa, benim yapmam lazım."
Ortadoğu'dakilerin iş konusundaki tutumları
"Wallahi eğer bir kişi bu işi yapabiliyorsa, hadi o işi yapalım.
Eğer bu işi kimse yapamıyorsa, Allah aşkına ben nasıl yapayım?"
S. Zafer ÜLGÜR



Bebeğe İhtar - Abdurrahim Karakoç

15.06.2016 - Antakya'dan paylaşılmıştır.
-----------------------------------------------------
Bebeğe İhtar
Geçmişte yağmanın hasat dönemi
Acele gel diye çağırdım seni 
Şimdi iş değişti dur, dinle beni
Dokuz aylık yolu altmış ayda çek
Beş sene dolmadan doğma ha bebek.
Emmin, dayın annen, baban kereste
İşçi, memur, çiftçi, çoban kereste
Çarşı, pazar, yazı-yaban kereste
İnsanlar ya mertek, ya orta direk
Beş sene dolmadan doğma ha bebek.
Doğarsan üç günlük iş bulamazsın
Acıkırsın, ekmek, aş bulamazsın
Ucuz toprak, beleş taş bulumazsın
Yaşamak rezillik, rüsvaylık demek
Beş sene dolmadan doğma ha bebek.
Arı peteğinde ağulu bal var
Kaçıp kurtulmaya ne yön, ne yol var
Sıkıver dişini, annene yalvar
Buradan rahattır orda beklemek
Beş sene dolmadan doğma ha bebek.
Kurtlar sülük oldu, sıyrıldı posttan
Kaçan kurtuluyor, ahbaptan dosttan
Değişti bahçıvan, bozuldu bostan,
Hıyarlar acıdır, karpuzlar kelek
Beş sene dolmadan doğma ha bebek.
Vaziyet bambaşka vaziyet oldu
Yaşamak işkence, eziyet oldu
Dalkavukluk üstün meziyet oldu.
Sanatkârlar sansar, dâhiler şebek
Sözümü dinlersen hiç doğma bebek.
A.Karakoç (Merhum)